Kurucunun Kızı, Amy Engel - Kitap Yorumu

Kurucunun Kızı





Dehşet verici bir nükleer savaş sonrası Amerika Birleşik Devletleri büyük ölçüde yok edilmiş, sadece küçük bir grup hayatta kalmıştı. Geriye kalanları kimin yöneteceği konusunda Lattimer'lar ve Westfall'lar arasında çıkan savaşı Westfall ailesi kaybetmişti. Ve beş yıl sonra barış ve kontrol, her yıl yapılan bir törenle, kaybeden tarafın kızları ile kazanan tarafın erkeklerinin evlendirilmesiyle sağlanmaktaydı. 



Bu yıl benim sıram gelmişti. Benim adım Ivy Westfall ve görevim basitti: Başkan'ın oğlunu, müstakbel kocamı öldürmek ve Westfall ailesinin gücünü geri kazanmasını sağlamak. Ama görünen o ki, Bishop Lattimer ya çok yetenekli bir oyuncu ya da ailemin iddia ettiği gibi kalpsiz, zalim bir çocuk değil. Hatta beni bu dünyada gerçekten anlayan tek kişi bile olabilir. Ama kaderimden kaçmama imkân yok. Ben Westfall mirasını geri alacak kişiyim. Bishop ölmeli. Ve onu öldüren ben olmalıyım… 





Çeviren: Merve Özcan
Sayfa sayısı: 270
Yayınevi: Yabancı
Benim puanım: 3,5/5


Kurucunun Kızı'nda 16 yaşındaki Ivy Westfall'ı takip ediyoruz. Bir savaş sonrası yeniden ayağa kalkan devletin ilerleyişini belirlemek için iki farklı taraf yeniden savaşa giriyor. Ivy'nin büyükbabası Samuel Westfall'ın tarafı savaşı kaybediyor. Ve kaybeden tarafın 16 yaşındaki kızları/oğulları, kazanan tarafın kızları/oğullarıyla evlendiriliyor, böylece nüfus artacak ve devlet eski haline gelecek.

Ivy'nin evleneceği kişi Başkan Lattimer'in oğlu Bishop Lattimer. Fakat Ivy'nin görevi onu  ve başkanı öldürmek. Böylece babası başa geçecek.
Öncelikle, Ivy'nin soyadının Westfall olması içimdeki fangirl'ü büyük oranda harekete geçirdi. Favori kitaplarımdan biri olan Cam Şato'daki bir tanecik karakterim Chaol'un soyadı da Westfall, belki de kitabı sevmemin sebeplerinden biri budur? Hayır,  kitabı sevmemin sebebi bu değil. Sebebi şu, bu kitap harika!

Karakterler, dünya, her şey olabildiğince gerçekçi. Ivy'nin ve Bishop'ın kişiliği, hatta Ivy'nin babasının ve ablasının kişilikleri, hepsi öyle yerine oturmuş ki! Evet, yani, kitaptaki karakterlerin yüzde seksenini sevmiyor olabilirim fakat gerçekleri söylüyoruz burda.

Kitabın tek eksiğinin fazla sakin olması olduğunu düşünüyorum. Distopyadan çok bir aşk kitabı gibi. Sıkıcı mı- kesinlikle değil. Ama keşke biraz daha aksiyon, biraz daha heyecan olsaydı. Kitabın sonunu bu paragrafın dışında bıraktım tabii ki.

Kitabın sonu öyle güzeldi ki. Öyle. Güzeldi. Ki. Başka bir şey diyemem- çok çok güzeldi. Ve sanırım eğer sonu farklı olsaydı verdiğim puan daha da düşük olurdu. Okuduktan sonra, keşke 270 sayfa olmasaydı, keşke ikinci kitap Türkiye'de çıkmış olsaydı, dedim. Çıkması için de bekleyemiyorum!

0 yorum:

Yorum Gönder